|

Tekirdağ Cezaevinden Mektup 1

Bir ayı daha geride bıraktık, tüm coşkumuzla mayısı karşılamaya hazırlandığımız bu günlerde mayıs coşkusuyla bir merhaba demeye geldim. Ve her ay olduğu gibi bu ay da dolu dolu bir mektupla uğruyorum. Bu ay da en çok sorun yaşadığımız, dilekçelerimizin işleme konulmayıp kaybedilmesi ve aynı şekilde mektup v.b, kaybedilmesi sorunu hala devam ediyor. Bu konuda bir türlü çözüm yolu bulamadık gitti. En son kimi arkadaşlar mahkemelere, savcılığa gittiklerinde yaşadığımız bu durumu hem sözlü hem de yazılı dilekçelerle suç duyurusunda bulunmuşlardı ve bu yolla bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Fakat her zaman mahkemeye, savcılığa gidilmiyor. Neyse bunlar tecriti katmerleştirme yöntemleri ve u gibi yöntemlerden de vaz geçmeyecekler. Her zaman yeni bir şeyler bulurlar.

- İrademiz dışında, bulunduğumuz hücrelerden alınarak bir eşya gibi idarenin istediği bir başka hücreye götürülme saldırıları hızından hiçbir şey kaybetmeden devam etmektedir. Son dört beş aylık süreçte hız kazanan bu uygulama ile idare bir çok arkadaşımızı ya talebi olmadığı halde ya da başka bir hücre talebi olmasına rağmen talebiyle alakası olmayan hücrelere götürülmektedirler. Bunu yaparken o hücrede kalan şahıslara da sorulmamaktadır. İki taraflı ( hücreden alınan yeni hücrenin eski sahibi) bir irade dışılık söz konusudur. Ancak saldırı sadece bununla sınırlı değildir. Önceden sorun cıkacağı bilinen hücrelere bile bile idare zorla arkadaşlarımızı götürmektedir. Bunun son örneği 23 nisan da Necdet Baş isimli arkadaşımızın kaldığı C- 81 nolu hücreden talebi bulunmamasına rağmen zorla alınarak C-70 nolu hücrede kalan bağımsız- itirafçı unsurların yanına zorla kapatılmıştır. Arkadaşımız söz konusu durumu kabullenmeyip itirazlarını sürdürmesi üzerine ise 24.4.2008 de bulunduğu hücreden alınarak süngerli denilen hücreye alınmıştır. Ve ağır tecrit koşullarının hakim olduğu özel hücreye kapatılmıştır. Kendisinden henüz tam sağlıklı bir haber alınmamıştır. Bu durumu protesto etmek için Necdet Baş arkadaşımız gerek kaldığı C-81 nolu hücreden zorla alınırken gerekse de ertesi gün süngerli kapatılmasını protesto etmek için kapılar dövülmüştür. Zorla yer değiştirmelerin bir başka örneği de Nihat Konak isimli arkadaşımızın kaldığı C tekli hücreden 28 martta talebi olmamasına rağmen zorla alınarak C-98 e götürülmesi olmuştur. Açıktır ki idare bu uygulaması ile birden çok mesaj vermek ve de kişi avlamak istemektedir. Birincisi bu şekilde çat kapı hücre basıp arkadaşlarımızı dağıtarak buraların hakimi olduğunu ve inisiyatifin kendisinde olduğunu mesajını vermeye çalışmaktadır. Bunun yanında istediğimiz kendimizin seçtiği arkadaşlarımızla bir arada kalmamızı engelleyerek yerine rasgele farklı siyasetler, farklı kültürlerden arkadaşları bir araya koyarak hücrelerde yaşanması muhtemel uyum sorunları üzerinden tutsakları yıpratmayı hedeflemektedir. Bu hedef o kadar barizdir ki 2005 Nisanından bu yana yani CİK in yürürlüğe girdiğinden bu yana bulunduğumuz hapishanede yer değişikliği-yer değiştirmek neredeyse bir başka hapishaneye sevk olmak kadar zor hale getirilmektedir.

-  Anadilde konuşma yasağı devam ediyor. Yedi aydır PKK li arkadaşlarımız telefonda Kürtçe konuşturtmadıkları için telefona çıkmamaktadırlar. Keza Kürtçe ve başka yabancı dillerde yayınlarda içeriye girmesi de engellenmektedir. Bu konuda aksi yönde kararlar bulunmasına rağmen…

- PKK li arkadaşlarımızın “Edi bese” kampanyası özgülünde yaptıkları açlık grevlerine hücre cezaları verilmekte ve bu cezalar geciktirilmeden uygulanmaya sokulmaktadır. Yine bu cezalandırmayla birlikte bir yıla yakın sosyal faaliyetlerden men cezaları verilmiştir.

Yine bu arkadaşlarımızın 21 mart ve 4 nisan da İmralı ya göndermek istedikleri 60-70 civarında mektup yok edilmiştir. Bu konu hakkında ne bir el koyma kararı tebliği edilmiş, ne de mektupların akıbetini soran başvurulara yanıt verilmiştir.

- fesih Narban isimli arkadaşımız tüm taleplerine karşın tekli hücreden üçlü hücreye getirilmemektedir. Boş hücre bulunmasına rağmen girişlerine yanıt dahi verilmiyor, verilmemektedir

- sabah kahvaltılarında verilmesi gereken çay verilmeyerek iaşe bedellerinde yolsuzluk yapıldığı iddiası ile yapmış olduğumuz ile yapmış olduğumuz toplu suç duyurusuna C. Savcılığından kovuşturmaya yer olmadığına kararı gelmiştir. Ancak bu suç duyurusundan sonra kahvaltılarda düzenli olarak çay şeker verilmeye başlanmıştır. Soruşturma no: 2007/5594 karar no: 2008/996

- bir önceki mektubumuzda ayrıntılı bir şekilde işlemiştik. Hala dilekçelerimiz kaybedilmektedir. Bu kaybetme olayı birçok mektup fax gibi iletişim hakkımızı da engellemektedir de. Bu kaybetme sık sık başvurulan bir yöntem haline gelmiştir.

C. savcılığına yaptığımız suç duyuruların öemli bir bölümü, idari taleplerimizin bulunduğu günlük dilekçeler ve disiplin cezaları vb., ne yaptığımız itiraz dilekçelerimiz kaybedilmeye devam ediliyor. Kaybedilen dilekçelerimizin akıbetini öğrenmek için verdiğimiz, işlem numaralarını soran dilekçelerimiz de kaybedilmektedir. Bu kaybetmeler yetmezmiş gibi 24 nisan da kapalı zarf ile C. Savcılığına göndermek istediğimiz dilekçelerimiz de 1999 tarihli Ali Suat Ertosun imzalı yönetmelikle savcılığa pullu göndermemiz için tarafımıza iade edilmiştir. Söz konusu tutsakların hakları söz konusu olduğunda hukuksuzlukta, keyfilikte sınır tanımayan hapishane idaresi kapalı zarf ile dilekçe gönderme lüksümüzden 1999 tarihli yönetmeliğe dayanarak kitabına uygun bir şekilde gasp etmiştir. Hukuk devletiyiz teraneleri pratikte bir kez daha iflas etmiştir. Hukuk devletlerinde yasalar, faşist ve totoliter rejimlerde ise genelge ve yönetmeliklerin hükmü geçer..

- Hüseyin Akın ve Hikmet Kale sürgün sevkleri protesto için yaptıkları açlık grevinden aldıkları cezaya 25 şubat tarihinde itiraz ettiler. Fakat dilekçeleri kaybedilerek, itiraz yapılmamış gibi gösterildi. Bu durumla ilgili 17.3.2008 de suç duyurusunda bulunmuşlardı. Fakat bu dilekçeleri de kaybedilmiştir. 15.2.2008 de verdikleri dilekçelere de henüz bugü itibari ile bir yanıt verilmemiştir.

-Hikmet Kale kantinden aldığı televizyon çok kütü koku yaptığı için garanti belgesindeki hakkını kullanarak servisten televizyonu değiştirilmesini talep eden dilekçesi kaybedilerek işleme konulmamıştır.

- Veli Özdemir in üç ziyaretçi hakkı ile ilgili yasal süreside yaptığı başvuru işleme konulmamıştır. Bu durumda arkadaşımızın ziyaretcisi olan kuzeni ziyarete sokulmamıştır. Budurum üzerine verdiği dilekçenin işleme konulmadığı açığa çıkmıştır. Bunun üzerine idare ve savcılıkla bire bir yaptığı görüşmeye rağmen “elimizde böyle bir dilekçe ulaşmadı yapacak bir şey yok” denilerek arkadaşımızın ziyaret hakkı gasp edilmiştir.

- Hüseyin Uzunbağ ın engellenen iki adet mektubu ile ilgili olarak kapalı zarf yolu ile savcılığa itirazda bulunmuştur. Aradan 1-2 ay gibi bir süre geçmesine rağmen cevap gelmemiştir. Durum hakkında bilgi almak için savcılığa yaptığı ikinci başvurudan da henüz bir sonuç olmamıştır.

- Menderes Leyla nın 24-26 ve 31 mart tarihlerinde vermiş olduğu üç adet suç duyurusu dilekçesi aynı şekilde kaybedilmiştir. Bu duruma çare olur mu diye arkadaşımız aynı içerikteki dilekçeleri 7 nisan tarihinde Tekirdağ sulh hukuk mahkemesinde elden vermiştir.

- bir önceki mektubumuzda da belirtilen S. Yılmaz Bulduruç a açık görüş –sohbet-yerindeki kamerayı kapattığı için verilen 29 şubat tarihli 2008/46 nolu karara ilişkin C. Savcılığına yaptığı itiraz dilekçesi kaybedilerek cezalara itiraz etmediği öne sürülerek ziyaret ve hücre cezası onaylanmıştır.

-daha önceki mektuplarımızda da sık sık vurguladığımız gibi İnfaz Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi idareyi destekleyen merciiler olmaktan çok noter gibi anayasal merciiler olmaya devam etmektedirler. Son süreçte bu duruma eklenen bir başka yenilik ise ender de olsa mızrağın çuvala girmediği kimi hukuk skandallar da infaz hakimliğinin verdiği bozma kararlarına ise C.Savcılığı (Metin Arda) itirazı ve ağır ceza mahkemesi de bu itirazı haklı bulması ile boşa çıkarılmaktadır. Tretmandan istedikleri verimi alamadıkları için tecriti koyulaştırmaya devam etmektedirler. Bir yandan cezalar yağdırıp, dilekçelerimiz kaybedilirken diğer yandan sınırlı sayıdaki lehimizdeki kararlara savcılık ve A.C.M işirliği ile bozulmaktadır. İdare ve yargı arasındaki bu uyum bu konuda başından bu yana bulunmak ile birlikte yaşanan bu yeni durumda gözlerden kaçmamaktadır. Örnekleri aşağıdadır;

* Mehmet Sarar a15.2.2008 de sohbet alanındaki kamerayı peçete ile kapattığından dolayı disiplin kurulu üç gün hücre cezası idare gözlem kurulu ise üç ay sohbetten men cezası vermiştir. Her iki cezaya da itiraz edilmiştir. Bu itiraza infaz hakimliği hücre cezasının kaldırılmasına ve yerine bir başka cezanın verilemesi gerektiği ( haberleşmeden men cezası ) kararı disiplin kurulu kararını bozmuştur. Dosya no: 2008/262 karar no: 2008/255 tebliğ tarihi 2.4.2008

İnfaz hakimliğinin verdiği bu karara bu defada c. Savcılığı A.C.M ye itiraz ederek disiplin kurulunun verdiği kararın doğru olduğunda ısrar etmiştir. Bu itiraz üzerine A.C.M C. Savcığını haklı bularak disiplin kurulu kararını onaylamıştır. Üç günlük hücre cezasına onay vermiştir. Sayı 2008/416 müt. Tebliğ tarihi 18.4.2008

  • Barış Akkuş ve Erdener Demirel e sohbet alanındaki kamerayı kapattıkları gerekçesi ile disiplin kurulu tarafından ikişer gün hücre cezası verilmiştir. Bu cezaya infaz hakimliğine itiraz etmişlerdir. İnfaz hakimliği de itirazı haklı bularak verilen cezanın kaldırılmasına yerine başka bir soruşturmanın başlatılmasına –haberleşmeden men- karar vermiştir. İnfaz hakimliği kararı no: 2008/246 dosya no: 2008/276

Ancak bu karara da C. Savcılığı A.C.M ye itiraz ederek infaz hakimliğinin verdiği kararı bozdurmuştur. İkişer günlük hücre cezasını ACM ye onaylatmıştır. Sayı no: 2008/417 müt. Tebliğ tarihi: 18.04.2008

  • Erkan Altun ve Ayhan Güngör e 19.2.2008 tarihinde sohbet alanındaki kamerayı kapattıkları gerekçesi ile ikişer gün hücre cezası verilmiştir. Verilen bu cezaya itiraz edilmemiştir. itiraz edilmediği için idare de cezayı başlatmıştır. Buna karşın infaz hakimliğinin bu konuda Mehmet Sarar lehine verdiği bozma kararını emsal göstererek cezanın kaldırılmasını talep etmişlerdir. Fakat idare emsal karara rağmen cezayı kaldırmayı reddetmiştir. Arkadaşlarımız bu durum üzerine ACM ye itiraz etmişlerdir. Henüz bir yanıt gelmemiştir.
  • Mehmet Sarar a sohbet alanında kamerayı kapattığı gerekçesiyle idare gözlem kurulu tarafından verilen 3 ay sohbetten men cezasına yaptığı itiraza infaz hakimliği tarafından red kararı gelmiştir. Dosya no: 2008/235 karar no: 2008/260  tebliğ tarihi 3.4.2008
  • Mehmet Sarar, Ulvi Yalçın ve F.Oğuz Arslan a disiplin kurulu 10.1.2008 tarih 2008/3 sayılı karar ile ayrı ayrı beşer gün hücre hapsi cezası vermiştir. Bu cezaya yapılan itiraza red kararı gelmiştir. Dosya no: 2008/290 karar no: 2008/271
  • Oğuz Arslan sohbet alanında ki kamerayı kapattığı gerekçesi ile idare gözlem kurulu tarafından verilen 3 ay sohbetten men cezasına infaz hakimliğine yaptığı itiraz ret kararı gelmiştir. Dosya no: 2008/254 karar no: 2008/261 tebliğ tarihi 3.4.2008
  • Coşkun Akdeniz in hücreye götürüldüğü esnada kapı dödükleri gerekçesi ile Cihan Kahraman, Hüseyin Uzundağ, Murat Özçelik ve F.Ergin Arpaç a verilen hücre cezasını infaz hakimliği onayladı. Dosya no: 2008/115 karar no: 2008/119 karar tarihi 27.2.2008
  • İdare gözlem kurulunun sohbet alanındaki kamerayı kapattıkları gerekçesi ile Murat Özçelik ve Hüseyin Uzundağ a verilen 3 ay sohbetten men cezasını infaz hakimliği onayladı. Dosya no: 2008/251 karar no: 2008/259 karar tarihi 28.3.2008

GÖNDERİLMEYEN VE VERİLMEYEN MEKTUPLAR VS.

  • Turgut Kaya ya dışarıdan Eren Korkmaz dan gelen bir adet mektuba el konulmuştur. Yapılan itiraza infaz hakimliği 3.3.2008 tarih 2008/164 esas 2008/152 nolu karar ile onaylamıştır. Bu karara ACM ye yapılan itiraza da ret kararı gelmiştir. Müt.karar no:2008/269
  • Alaattin Öğet in Ermenek hapishanesine Ali Şimşek e yolladığı bir adet mektubu disiplin kurulu MOK komisyonu tarafından örgüt iletişimi gerekçesi ile el konuldu. Karar no: 2008/86 karar tarihi 19,3,08
  • Hikmet Kale nin 10 eylül 2007 tarihinde Birgün Gazetesine yolladığı bir adet fax a 12 eylül ile ilgili olduğu için sakıncalı görülerek el konulacak, bu konuda “sana tebliğ yapılacak” denilmiş ve yazı güncelliğini yitirdiği için fax 21 eylülde gönderilmiştir. 28 eylül 2007 de konu ile ilgili C. Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur. Geçen iki ay içerisinde bir cevap gelmemiştir. Bunun üzerine arkadaşımız dilekçesinin işlem numarasını istemiştir. Görevli personel bu isteme verdiği yanıt elimizde böyle bir dilekçe yok olmuştur. Bunun üzerine 11,1,2008 tarihinde 28 eylül 2007 tarihli dilekçesinin akıbetini – kaybedilmesi ve söz konusu fax ın gecikmeli gönderilmesi ile ilgili kapalı zarf ile savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. Bu dilekçesine de uzun süre yanıt alamamıştır. Tekrar bu son verdiği dilekçesinin işlem numarasını ögrenmek için tekrar dilekçe ile girişimde bulunmuştur. Gelen yanıt yine değişmemiştir. Elimizde böyle bir dilekçe yoktur, bulunmamaktadır olmuş. Burada da iletilerimizin engellenmesi ve dilekçelerimizin işleme konulmaması el ele yürütülmüştür.
  • Hikmet Kale 29 şubat 2008 tarihinde mayıs yayınlarının (İzmir/Bornova) arkadaşı Sezai Özger adına düzenlediği şiir yarışmasına “vurur gelir zindanlarda hasretin” isimli 83 sayfalık altı nüsha halindeki şiir dosyası kargo ile, ilgili adrese postalanmasını istemiştir. İdare on gün süre ile dosyayı elinde tutmuştur. Sonrasında ise posta alındısını bulamıyoruz diyerek arkadaşımızı oyalamışlardır. Bunun üzerine arkadaşımız yakınlarına dışarıdan mayıs yayınlarını telefonlarla arattırmış ve gönderdi dosyanın ilgililerine ulaşmadığını öğrenmiştir. Görevli posta memuru da dosyanın ellerinden kaybolduğunu söylemiştir. Bu durum üzerine arkadaşımız 12 nisan 2008 de şiir dosyasının kaybedilmesi ile ilgili suç duyurusunda bulunmuştur. Ayrı bir dilekçede de bu suç duyurusunun işlem numarasını istemiştir. İnfaz biriminden gelen görevli personel ise ellerine böyle bir dilekçenin ulaşmadığını tebliğ etmiştir.
  • Menderes Leyla nın 17.3.2008 tarihinde bir adet taahhütlü mektubu ile 26.3.2008 tarihli bir adet fax ı idarece kaybedilmiştir. Bu konuda yazılı ya da sözlü hiçbir tebliğ yapılmamıştır.
  • Ahmet Doğan ın Ağca Kaplan a –ihd ye – göndermek istediği bir adet taahhütlü mektubu –hak gasplarını içeren bir mektup- idare tarafından kaybedilmiştir. Yapılan tüm girişimler yanıtsız kalmıştır. Israrcı olduğundan bize böyle bir mektup verilmedi deniliyor. Konu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur.
  • Veli Özdemir in Kader Özdemir e gönderdiği bir adet taahhütlü mektubun içerisinde bulunan aynı adrese gönderilen bir başka mektup ve hak gaspları listesi alındıktan sonra gönderilmiştir. Bu konuda yapılan tüm girişimler sonuçsuz kalmıştır.

VERİLMEYEN KİTAP DERGİ VE DİĞER YAYINLAR

  • Erdener Demirel in adına yatırılan Roji Kurda ve de isimli dergi içeriye verilmedi. Karar no: 2008/71 karar tarihi 14.4.2008
  • Devrimci Demokrasi gazetesinin 130.sayısı Eğitim Kurulunun 2008/79 nolu ve 14.4.2008 tarihli kararı ile engellenmiştir. Gazetenin verilmediği arkadaşlarımız ise şunlar: Ziya Ulusoy, Ayhan Güngör, Muzaffer Öztürk, Kamil Turanlıoğlu, Murat Özçelik, Hüseyin Akın ve Nihat Konak
  • Agos Gazetesinin 623, 627,628,620. sayılarının Ermenice yazılı sayfalarına el konulmaya devam ediliyor. İnfaz Hakimliği kararına rağmen idare bildiğini okumaya devam ediyor. Agos gazetesinin yukarıdaki sayılarının yine Ermenice sayfalarına el konulmuştur. 2008/68 ve 208/74 nolu kararı ile engellenmiştir.
  • Turaç Solak ve Menderes Leyla nın 12.3.2008 tarihlerinde Agos Gazetesinin verilmeyen Ermenice sayfaları için C.Savcılığına yaptıkları itiraz ve suç duyurusuna ise C. Savcılığı takipsizlik kararı verdi. Soruşturma no: 2008/2166 karar no: 2008/967
  • Serkan Gündoğdu ya posta yolu ile gelen “socialist worker” isimli derginin 2095. sayısı yabancı dilde yayın olduğu için el konulup verilmedi. Karar no: 2008/77 karar tarihi: 14.4.2008
  • Ziya Ulusoy a posta yolu ile gelen “fıgtrocız! Fıghtımerısan” isimli derginin 202.sayısı yabancı dilde olduğu için yine el konulup verilmedi
  • Ziya Ulusoy a posta yolu ile gelen “norhstar” isimli derginin 7 mart 2008 tarihli sayısı ve “ray qlıht” isimli derginin 42.43.sayıları da yabancı dilede yayın olduğu gerekçesi ile el konulup verilmiyor. Karar no: 2008/83 karar tarihi 21.4.2008
  • Azadiya welat gazetesinin hiçbir sayısı hapishaneye soklmuyor.
  • Ergin Atabey isimli arkadaşımıza dışarıdan soruşturma başlatılmıştır. Savcılık bu soruşturmaya takipsizlik kararı vermesine rağmen idare bu soruşturmayı bahane ederek arkadaşımızı dört aydır sohbete çıkarmıyor. Bu konuyla ilgili daha önceki mektuplarımızda ayrıntılı bilgi vermiştik.
  • Cihat Özdemir isimli arkadaşımıza Fehmi Kahraman ın hücreye götürülüşü esnasında kapıları dövdüğü slogan attığı için disiplin kurulu tarafından iki ay ziyaretten men ve 3 gün hücre cezası vermiştir. Karar no: 2008/42 karar tarihi: 24.2.2008.   Arkadaşımız bu karara 14.3.2008 tarihinde C.Savcılğına itiraz etmiştir. Ancak arkadaşımızın bu itiraz dilekçesi işleme konulmayarak kağıt üzerinde itiraz edilmediği gösterilerek hücre ve ziyaret cezası onaylanmıştır.

Evet bu ayın mektubu da bu kadar oldu. Başından da dediğim gibi oldukça uzun bir mektup olduğunu. Yaz yaz bitmeyecek gibilerden. Daha önceki mektuplarda da bir hatırlatma yapmıştım. Bu mektup ve sonraki mektuplar için de geçerli bir durum. Zira idare bu konuda bu aralar aymazlığı üzerinde listeden de anlaşılacağı gibi kaybetme, el koyma kararı yazma, sonra itiraz . bir sürü ıvır, zıvır şey. Bulmuş kolay yolunu hiç vazgeçer mi? İşte bu durumdan ötürü bu hak gaspları listesinden diğer kurumlara da yolladıklarımız bu sıralar sık sık idareye takılıyor. İlgili yerlere ulaşmıyorlar. Ulaşmadığı yerlere birer örneğini çoğaltırsan çok iyi olur. Hoşçakalın.

Bir cevap yaz