Sincan F Tipi Hapishane’de saldırı
Sincan F Tipi Hapishane’de saldırı
2009 yılı ülke genelinde dönemsel olarak ya da lokal olarak tüm hapishanelerde hak gasplarının, keyfi uygulamaların vb. yaşandığı yıl oldu. Tüm bu uygulamalar merkezi bir saldırının, hapishanelerin kendi özgünlükleri göz önüne alınarak yapıldı. Yani her hapishaneye aynı anda bir uygulama gerçekleştirilmedi. Bugün bu uygulamalarda dikkat çeken nokta uygulamaların hapishane yönetimlerinin değişimiyle başlamış olması. Adalet Bakanlığının tecriti ağırlaştırma, F tipi statüsünü oturtmaya yönelik adımları böyle hayata geçiriliyor. Saldırılar merkezi derken kastedilen de budur.
Bu kapsamda Sincan 1 No’lu idaresinin de değişimiyle birlikte bu yönde pratik adımlar atılmaya başlandı. Bunlardan en önemlileri ya da doğrudan hak gaspı denilecekler ise şöyle sıralanıyor.
Daha önce yasada belirtildiği gibi haftada 1 kez 10 dakika olan telefon görüşmesi tek ve ailelerin uygun olduğu saatte yapılırken artık görüşme gün ve saatinin idare tarafından belirlenmesi dayatılıyor. Belirlenen gün ve saatte görüşme yapılamadığı takdirde tutsaklar bir daha görüşmeye çıkartılmıyorlar. Telefon açıldığında tutsaklara adlarını soyadlarını söylemeleri, ardından karşı tarafa adını soyadını ve telefon numarasını söyleterek görüşme yapılması dayatılıyor. Bu kurallara uyulmadığı takdirde de görevli gardiyan kartı çekerek görüşmeyi sonlandırıyor. Tutsaklar bu engelleme karşısında “Telefon hakkımız engellenemez” sloganını atarak hücreye dönüyorlar.
Bir yeni uygulama da ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin havalandırma kapıları ile ilgili yaşanıyor. Adalet Bakanlığı’nın talimatı denilerek bu tutsakların daha önceleri saat 10.00-16.00 olan havalandırma saatleri 10.00-14.00 olarak değiştirilmiş durumda. Bunu protesto için tutsaklar “Havalandırma hakkımız engellenemez” sloganı atıp, bir dakika kapıları dövüyorlar. Bu uygulamanın başladığı 19 Ocak günü protesto için kapı dövme eylemi sırasında TKP/ML tutsaklarının hücresine 2. Müdür ve beraberinde 3-4 başgardiyan, 5-6 tane de gardiyan girerek tutsaklara saldırmışlardır. Naki Demir ve Ahmet Parlak isimli tutsaklar yaralanırken, çıktıkları revirde vücutlarındaki çizik, ezik ve morluklar tespit edilerek rapor alınmıştır. Saldırıyla ilgili tutsaklar suç duyurusunda bulunurken, idare de “görevli personele mukavemet” suçlamasıyla tutsaklar hakkında dava açmış bulunuyor.
Ayrıca ziyaretçilere dönük son süreçte hızlanan dayatmalar ise sürüyor. Geçtiğimiz haftalarda ailelere dayatılan çıplak arama, tutsakların da suç duyurusunda bulunmasının ardından şimdilik uygulanmamakta. Ancak, ailelerin görüş yerinde toplu oturmaması, oturanlar hakkında tutanak tutulacağı şeklindeki müdahaleler ise sürüyor. Kimi tutsak yakınları hakkında bu gerekçeyle tutanak tutulduğu ve ihtar “cezası” verildiği öğrenildi.
Bu uygulamalarla da görülmektedir ki tecritin ağırlaştırılması söz konusudur. Tutsaklar bu uygulamalara karşı hem ilk karşılaşıldığı anda hem de daha sonrasında toplu bir şekilde protesto ve tepki gösteriyorlar ve uygulamaları kabul etmiyorlar. (H. Merkezi)