|

Kalemimizdeki prangayı kıralım, hücrelerden bir tuğla da biz sökelim

Kalemimizdeki prangayı kıralım, hücrelerden bir tuğla da biz sökelim

Sömürü ve zorbalığın işçi ve emekçilere, ezilen halklara dayattığı kölece yaşama karşı isyan eden, yetinmeyerek ezilenleri isyana, mücadelede saf tutmaya çağıranlar; özgür bir gelecek uğruna giriştikleri bu kavgada egemenlerce tutsak edilmektedir. İradeleri dışında fiziki olarak tutuldukları tecrit hücrelerinde direnmeyi,  yaşamı devrimci üretimin bilgeliğinde çoğaltmayı sürdüren devrimci tutsaklar için özgürlük güncel, kavgaya karışacakları günler ise her daim sayılıdır.

Yabancılaşmanın, yozlaşmanın, bencilleşmenin, çürümenin yaşamımıza envai çeşit araç ve yöntemlerle pompalandığı günümüzde değerlerimizden soyundurmak, yaşamımızı hücreleştirmek isteyenlere inat direnmeyi, isyan etmeyi seçenler olarak devrimci tutsaklarla aynı dili konuşuyor, aynı değerler üzerinde yükselen yaşamı çoğaltıyoruz. Direnenlerin kültüründe paylaşımın, değerlerin, sevgi ve kolektif yaşamın, dayanışmanın edindiği hacimli yer hiç bir şeye değişilemeyecek denli kıymetli ve vazgeçilmezdir. İçeride ve dışarıda değerlerimizin ortak silsilesi üzerine inşa olan yaşamımızın birbirine karışan yanlarını artırmak, duvarların arkasına dışarıdan uzanabilmek, içeriyi dışarının nefesiyle ısıtmak her birimizin tereddütsüz isteyeceği bir şey(dir) olmalıdır.

İstiyoruz ki tecrit hücrelerine kalemimizdeki prangaları kırarak yazdıklarımızı “tutsak yaşamlarla” buluşturalım. Devrimci tutsaklarla yazınsal bir faaliyete girişerek onların hücrelere sığdırılamayacak yaşamlarına konuk olalım. Hücre duvarlarından böylelikle bir tuğla da biz sökelim!

“Baykuş sesini seven var mı? diye insanlara bir soru sorulsa hiç düşünmeden bu soru baykuş sesi sevilir mi? diye yanıtlanacaktır.  Ama öyle mekanlar ve anlar vardır ki; başka zaman ve mekanlar da hiç sevmediğiniz o sesi bile arar olursunuz” Bir tutsağın kaleminden dökülen bu satırlar tecrit hücrelerini, paylaşıma, iletişime, dayanışmaya duyulan ihtiyacı yalın bir şekilde anlatıyor. Tutsakları yalnızlığa sürüklemeye, kendine yabancılaştırmaya, teslim almaya yeminli egemenlerin tüm beyhude çabaları ise hücrelerde hükmünü sürdüren devrimci yaşamın ve mücadelenin direncinde soluksuz kalmaktadır.

Tecrit duvarlarının ardına ulaşacak sesimiz, tecritten dışarıya açtığımız her pencere devrimci tutsakları daha da dirençli kılacaktır.

İçimizdeki duvarları tutsaklara yazarak yıkalım!

Partizan Şehit Ve Tutsak Aileleri olarak dışarıdan içeriye; kalemimizdeki prangaları kırarak tutsaklarla yazınsal bir faaliyete seferber olma çağrısı yapıyoruz. Direnenlerin; grev çadırlarını, okul boykotlarını, sokak eylemlerini,  türkülerini, halaylarını, şiirlerini anlatmaya, paylaşmaya çağırıyoruz. Yoksulların nafakasından her gün biraz daha azalan ekmeğe, sefaletle koyun koyuna süren yaşamlara, işsizliğe, sömürüye tanıklık edenleri tutsaklarla buluşmaya davet ediyoruz. İçimizdeki duvarları yıkarak yazmaya, yabancılaşmanın tutsağı olmayı reddetmeye çağırıyoruz.

PARTİZAN ŞEHİT VE TUTSAK AİLELERİ

Bir cevap yaz