|

SUZAN ZENGİN-Mektup

Merhaba;

Ben Bakırköy Kadın Hapishanesi’nde bulunan tutuklu bir gazeteciyim.

Yaklaşık 5 ay önce, açık bir komplo sonucu tutuklandım. Geçen bu süre zarfında ortaya henüz bir iddianame çıkmış değil. Yani keyfi bir biçimde tutuklu bulunmaktayım. Ne duruşma tarihim belli ne de hangi iddia ile tutulduğum netleşmiş değil anlayacağınız…

Olayın “komplo” olarak adlandırdığım kısmına da kısaca değinmek istiyorum:

Uzunca zamandır Umut Yayımcılık bünyesinde gazetecilik yapıyorum. İşçi-Köylü Gazetesi, Partizan Dergisi ve Yeni Demokratik Gençlik, periyodik olarak çıkardığımız yayınlar. Bunlar devrimci-sosyalist içerikli muhalif yayınlardır. Dolayısı ile ben de muhalif bir gazeteciyim. Muhalif kimliğimi uzun yıllardır açık açık taşımaktayım. Son 12 yıldır aynı evde ikamet etmenin yanı sıra, 3 yılı aşkın süredir de gazetenin Kartal Bürosu’nda çalışıyorum.

Yani, muhalif kimlikle devrimci kurumlarda çalışan hemen herkes açısından “geçerli” olduğu gibi, benim de nerede oturduğum ve ne yaptığım polis tarafından da çok iyi bilinmekte. Buna karşın, 28 Ağustos 2009 tarihinde bir “yakalama emri” ile evimi basan polis tarafından gözaltına alındım. 4 gün tutulduğum İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde, 3 genç insanın daha evlerinden alınarak emniyete getirildiğini öğrendim. Ancak sözünü ettiğim bu kişiler daha önce hiç görmediğim, tanımadığım insanlar -ki onlar da beni tanımıyorlar. Sadece adliyeye getirildiğimizde nezarette karşılaştık. Sonuç olarak, onları da benimle birlikte tutukladılar.

Zaten bu süreçte merak ettiğim bir diğer konu da, bu kişilerle benim aramda nasıl bir ilişki-bağ kuracakları. Komplo da işte burada ortaya çıkıyor! Tutuklanma sürecim kısaca böyle…

Biraz da burada içinde bulunduğum koşullardan söz etmek istiyorum:

Her biri ikişer kişilik 12 hücreli bir koğuşta kalıyoruz. Havalandırma sabah saat 08.00′den akşam 18.00′e kadar açık. Burada yaşanan en ciddi sorunlardan biri sağlık sorunudur. Ciddi bir rahatsızlık durumunda, hastane sevki 6-7 ay, hatta daha uzun sürebiliyor. Revir doktorunun yazdığı ilaçlar, tetkik yapılamadığı için, genelde doğru teşhise dayalı olmuyor/olamıyor. Ben 52 yaşındayım ve geçirdiğim bir ameliyata bağlı olarak, hızlı kemik erimesi ve ülser, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği gibi daha bir dizi, düzenli ilaç almamı gerektiren rahatsızlıklarım var. Bazı tetkiklerimin belli aralıklarla yapılması gerekiyor. Tabii bunları şu sıralar tutuklu olmam nedeniyle yaptıramıyorum. Benim dışımda da birçok tutuklu arkadaşın tedavi ettiremedikleri ciddi hastalıkları var.

Genelde buranın durumunu ve özelde ise kendi durumumu kısaca aktarmaya çalıştım. Şunu da hemen belirtmek istiyorum ki; karşı karşıya kaldığım bu durum beni hiç de şaşırtmış değil.

Muhalif basın ve de muhalif kimlikler uzunca yıllardır benzer sindirme-susturma girişimleriyle yüz-yüzedir. Bana uygulanan tutuklama komplosu da işte bu girişimlerinin bir parçasıdır. Ve gerek muhalif basın ve de gerekse çalışanları üzerinde devam eden, açık saldırı niteliğindeki bu girişimler her platformda ortaya konmalı ve teşhir edilmelidir.

Kendi durumum üzerinden yapmaya çalıştığım da budur:

Komplocu tarzda ve keyfi biçimde tutuklanmamı teşhir etmek!

5 Ocak 2010

SUZAN ZENGİN

TUTUKLU GAZETECİ

BAKIRKÖY KADIN KAPALI HAPİSHANESİ B/4

Bir cevap yaz